Tanımı: Apiterapi; arı ve arı ürünlerinin koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı uygulama yöntemi olarak kullanılması biçimidir. Başlıca arı ürünleri bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü, apilarnil ve arı zehridir.
Hangi Durumlarda Kullanılmalıdır / Kullanılmamalıdır?
Bal, propolis, arı sütü, polen, apilarnil vb. arı ürünleri antioksidan değeri yüksek ürünlerdir ve özellikle bağışıklık sistemini düzenleyici ve destekleyici olarak kullanılmalıdır. Bal, yara ve yanık tedavisinde de kullanılmaktadır. Arı zehri ise özellikle kas-iskelet sistemini etkileyen bazı nörolojik ( MS, ALS, Parkinson Hastalığı vs) ve romatizmal rahatsızlıklarda( RA, Ankilozan Spondilit vs) görülen kas-eklem sorunlarında ve miyalji, fibromyalji, artralji, nevralji gibi ağrılı durumlarda kullanılmaktadır. Bu ürünlere allerjisi olanlarda kullanılmamalıdır. Özellikle arı zehrine allerjisi olanlarda hayati tehlike oluşabilir.
Kimlere Uygulanmalı Kimlere Uygulanmamalıdır?
Apiterapi arı ve arı ürünlerine karşı alerjisi ve aşırı hassasiyeti olanlarda uygulanmamalıdır.
Bal ve polen gibi arı ürünleri, henüz bağışıklık sistemi tam gelişmemiş olan 1 yaş altındaki çocuklara önerilmemektedir.
Arı zehiri uygulaması ise 18 yaş altı çocuklara önerilmemektedir.
Ciddi organ yetmezliği olanlarda, şiddetli enfeksiyon durumlarında, karaciğer fonksiyon bozukluğu durumlarında da arı zehri uygulanmamalıdır.
Beta bloker grubu ilaç kullananlarda arı zehri uygulaması risklidir.
Gebelik ve emzirme dönemlerinde de arı zehri uygulaması önerilmemektedir.
Hangi Tedaviye Destek Amaçlı Kullanılır?
Arı ürünleri bağışıklık sistemine destek amaçlı kullanılabilir.
Yara ve yanık tedavisinde bal içeren ürünler tedaviye destek amaçlı kullanılmaktadır.
Apiterapide arı zehri uygulaması kas-eklem sorunlarının eşlik ettiği Nevralji, Fibromiyalji, Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit, MS, ALS, Parkinson Hastalığı, Lyme Hastalığı tedavisinde destek amaçlı kullanılmaktadır.
Nasıl Uygulanır?
Cilde arı zehri uygulaması için canlı arı iğnesi veya arı zehri içeren ekstraktların bulunduğu enjeksiyonlar ya da arı zehri içeren merhemler kullanılmaktadır. Uygulama öncesinde arı venomu alerji si olup olmadığı test edilmelidir. Alerji durumunun sonradan da gelişebileceği akılda tutulmalı ve uygulama yerinde mutlaka acil durumlarda hastaya müdahale edecek yetkili personel ve yaşam destek ünitesi bulunmalıdır. Uygulamanın ne sıklıkla yapılacağı hastadan hastaya değişmektedir.
Ağızdan kullanılan arı ürünleri (bal, propolis, arı sütü, polen, apilarnil, vb.) için kimyasal analizler yapılmalı ve bu ürünler Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve Türk Standardları Enstitüsü talimatlarına uygun olmalıdır. Bu ürünlerin kalite kontrolü yapılmış olmalıdır.
Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Nelerdir?
Arı zehri uygulaması sonrası uygulama merkezinden uzaklaşılmayıp 30 dakika kadar gözlem altında bulunulmalıdır. İyi hissedilmeyen durumlarda derhal yetkili sağlık personeline başvurmak gerekir.
Bu Alanda Doğru Bilenen Yanlışlar Nelerdir?
Ürünlerin dozu konusunda dikkatli olmak gerekir. Fazla doz kullanmak daha faydalı olacağı anlamına gelmeyebilir. Dozaj konusunda apiterapi uzmanına danışılmalıdır.
Bal her ne kadar şifalı bir ürünse de Şeker Hastaları tarafından kullanımı uzman gözetiminde olmalıdır. Bu hastalar kullanacakları balın çeşidi ve dozajı konusunda dikkatli olmalıdır.
Yara ve yanık tedavisinde kullanılacak balda belli şartlar aranmaktadır. Özellikle göze bal uygulamalarında kullanılacak balın temizliği ve asitlik değeri önemlidir. PH değeri çok düşük olan ballar göze uygulanmamalıdır.
Propolis içeren ürünlerin kullanım şekli üründen ürüne değişmektedir. Yoğunluk ve alkol içerip içermediği dikkate alınarak nasıl kullanılacağı konusunda apiterapi uzmanı ile görüşülmelidir. Ağır metal içeren propolisler kullanılmamalıdır.
Herkesin bünyesi farklıdır. Bazı kişilerin vücudu arı ürünlerine aşırı hassasiyet gösterebilir. Arı ürünleri, bunlara allerjisi olanlarda kullanılmamalıdır. Özellikle arı zehrine allerjisi olanlarda hayati tehlike oluşabilir. Daha önce kendisini arı sokmuş ve allerjisi olmamış bir kişide sonradan allerji gelişebilir. Ayrıca bir arı cinsinin zehrine allerjisi olmayan kişide diğer bir arı cinsi zehri reaksiyon verebilir. Mesela, bir kişinin yaban arısına allerjisi olmaması balarısına da olmayacağı anlamına gelmez.
Arının soktuğu yerde küçük çaplı bir kızarıklık, kaşıntı, şişlik ve hafif bir ağrı olması beklenen bir durumdur ve genelde bir gün sonra bu durum azalır. Bunun ötesinde reaksiyonlar mutlaka allerji açısından değerlendirilmelidir. Hastanın fenalaşma hissetmesi aşırı bir hassasiyet işaretidir ve böyle bir durum varsa genelde uygulamadan 15-20 dakika içinde kendini belli eder.
Bu Yöntemi Uygulayan Kişide Olması Gereken Özellikler (Sertifika, Eğitim vb.) Nelerdir?
Apiterapi uygulamaları Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı bir Apiterapi Ünitesi veya Apiterapi Uygulama Merkezinde, Apiterapi Uzmanlığı sertifikalı tabip tarafından yapılabilir.
Eklenmesi Düşünülen Diğer Başlıklar/Hususlar (eklenebilir) :
Bu konuda güncel bilgilere ulaşmak için Apiterapi Derneği sitesine başvurulabilir.
APİTERAPİ’NİN TARİHİ
Bir insanın bir arı kolonisi ile direk teması olduğu gün Apiterapi’nin tarihi başlamıştır diyebiliriz.
Daha sonra, insanoğlu özellikle tatlı bal, acı arı ekmeği ve tatlı-ekşi büzücü arı larvaları gibi arı ürünlerini ortaya çıkardı.
İnsanlar arı ürünleri tüketmeye başladıklarında + arı iğnesi aldıklarında apiterapinin tarihi başlamıştır diyebiliriz.
50 milyon yıl önce arılar yer küremizde zaten vardılar.
“İnsanların varlığından önce, Paleozoik dönemin Karbonifer döneminde yeryüzünde böceklerin varlığına fosiller tanıklık etmektedir. Arılar, nispeten değişmemiş formda, 50 milyon yıl civarında varlardı. ” (Richard Jones, Bee World, 1997).
12.000 yıl önce ilk arı resmi çıktı…
“MÖ 10 000 Avrupa’da mağara resimlerinde hastalar için değerli ve tedavi edici bir ürün olan bal avlayan adam tasvir edilmiştir ” (ibid.)
6,000 yıl önce, Kızılderililer, bir gıda olarak balı ve yara iyileştirici olarak propolis i kullanmışlardır (Potschinkova, 1996).
5,000 yıl önce apiterapi üzerine ilk kitap çıktı…
En eski yazılı kayıt muhtemelen MÖ 3000 yılında deri enfeksiyonu veya ülser için bal kullanımını yazan bir Sümer tabletidir. (Jones, 1997).
4,000 yıl önce, geleneksel Mısır tıbbında arı ürünleri, özellikle bal, balmumu ve propolis (“blackwax”) kullanılmıştır.
O zaman Papirüs yazıları Dr. Edwin Smith tarafından 19. Yy da satın alındı. 70 yıl sonra James Breasted belgeleri tercüme etmeyi başardı. Smith papirüsü olarak bilinen bu papirüsler 48 vaka çalışması dâhil, 4000 yıl önceki tıbbın ve cerrahinin dikkat çekici bir görüntüsüdür. Bunlardan biri kemiğe nüfuz etmiş kaşın açık yarasını açıklar. Tedavi aşağıdaki gibidir;
Artık dikiş atılıyor, çünkü ilk gün taze eti bağlıyorsun. Eğer yaranın dikişinin gevşek bulduysan, onu 2 şerit ile çizin ve iyileşene kadar her gün yağ ve bal sürerek tedavi edilmelidir.
Aynı papyrus birçok başka reçete vermiştir. Örneğin yara ve ülser bal ve frankincense[1]le ıslatılmış bez ile tedavi edilir, bal aniseed, sycamore ve frankincense ile karıştırıldığında ağızdaki yaraları ve ülseri iyileştirmek için gargara olarak kullanılır.
Göz rahatsızlıklarından sakınmak için en iyi karışım makalit (bakır karbonat) ve baldır. Yine benzer reçeteler 1000 yıl sonra Antik Yunanda ve 1,500 yıl sonra ortaçağ İngiltere’sinde ortaya çıkmaktadır.” (Jones, 1997).
Tıbbi papirüste belirtilen bazı hammaddeler dağıtılan veya askıya alınan ya da katı pastiller veya haplar içine sıkıştırılmasına izin verilen aktif maddeler araç olarak kullanılmıştır. Mısır da kullanılan ilaç araçlarında ya da alkolde ya da her ikisinde çözünen maddeler çözülmüş olurdu. Sudan sonra en yaygın ilaç bileşeni olan bal, Smith papirüsünde yaranın merhemi olduğu açıklandığı gibi, birçok reçetede tedavi amaçlı olarak etkin olduğu düşünülmüş olmalıdır…
MÖ 1550 yıllarında, propolis, “siyah mum” Mısır papirüsünde sözü edilmektedir (Asis, 1989).
Propolisin firavunların mumyalamasındaki gizli metodolojisinde (yöntem bilim) diğer aktif maddeler ile beraber kullanıldığı söylenmektedir.
MÖ 400 yılları civarında, Hippocrates, Tıbbın babası, arı zehrini kullanmıştır ve çok gizemli çare “Arcanum” diye adlandırmıştır…
MÖ 200 yılında, Çin’de “elli iki reçete” ipek üzerine yazılmıştır. Bunlardan ikisi arı yavrusunun ve arı balının tıbbi kullanımları ile ilgilidir.
2000 yıl önce, “Shen Nong’un Bitkilerin Kitabında, Çin’de, “bal, bal mumu ve arı yavruları, hastalıkların tedavisi ve sağlık amaçlı kronik olarak alınabilir, üst ve zehirli olmayan ilaçlar olarak sınıflandırılırlar.” (ChenYao Chun, 1993).
23-79 M.S. – Caius Plinio Secondo derki: “Ubiapisibisalus” – “Her nerde arılar varsa, orada sağlık vardır!”
25-36 MS, Doğu Han Hanedan sırasında 92 bambu kâğıdına “Genel hastalıklar için Reçeteler” yazılmıştır. Burada “beyaz bal” ile yapılan bal haplarının kullanımından bahsedilmektedir. (ChenYaoChun, 1993).
MS 130-200, Deneysel fizyolojinin babası olan birçok tıbbi ilminde arı zehrinin kullanımından söz eder. Galen ölü arıları bal içinde ezerek kullanmıştır ve derki: “eğer bu karışımı saçsız kafaya ya da ince saça uygularsanız saçın büyüdüğünü görürsünüz”.
MS 150-219, Han Hanedanlığı sırasında, Dr. Zhang Zhongjing kabızlık tedavisinde bal fitillerinin kullanımından, ascaridlerin tedavisinde meyan kökü ile balın karıştırılmasından ve dizanteri tedavisinde balmumundan bahseder (ChenYaoChun, 1993).
MS 452-536 Dr. Tao Hongjing şaraba batırılmış arı yavrularının yüze sürülmesi ile yüzün “narin ve parlak” tutulabileceğine dikkat çekti (ChenYaoChun, 1993).
MS 742-814 Büyük fatih Charlemagne, gut hastalığını arı sokması ile mucizevi olarak tedavi etti.
MS 841 Dr. LiuYuxi kitabında ayrıntıları ile bal mumu terapisini tarif etti.
MS 992 Song Hanedanı İmperial Hastanesi’nde hazırlanan “Bilgelerin Reçeteleri”. Bu kitapta anti-ageing (yaşlanma karşıtı) ilaçları olarak arı ürünlerinin kullanımı anlatılmıştır. Özellikle 94. Bölümde bal mumundan ve cattailpollenden yapılan hapların alınması tok hissettirdiği yazar (ChenYaoChun, 1993).
1180-1251. Dr. LiGao “Yiyecek Bitkileri” kitabını yazmıştır. Dr. Li ürtiker ve favus’a bal, cilalı yapışkan pirinç, serin kaynamış su ve mayadan yapılmış bal içeceğinin çare olabileceğini yazmıştır (ChenYaoChun, 1993).
1518-1593. Dr. LiShizhen (“Bitkilerin Sınıflandırılması ve Belirlenmesi”) tıbbi olarak balın beş etkisini belirtmiştir: ateş düşürücü, besleyici, detoksifikasyon, nemlendirici ve ağrı kesici.
***İlk kaynaklardan biri olan Kur’an balın iyileştirici özellikleri hakkında sağlam ifadeler içermektedir. Allah , Nahl suresi (68-69) Rabbin bal arısına: ‘Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü’ diye öğretti. Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir millet için bunda ibret vardır.
Yaklaşık 100 yıl önce, Avustralya’lı Dr. Philip Terc eserinde arı sokmalarının bilinçli kullanımını savundu; arı sokması ve romatizma arasında garip bir bağıntıyı bildirdi.
Sonra 1945. Eski SSCB (Sovyetler Birliği), Romanya, Çin ve birçok diğer ülke tüm arı ürünlerinin bilimsel çalışmalarına başladılar.“Apimondia” özellikle 1965 yılından sonra, bu araştırmaların birçoğunu desteklemeye ve yayınlamaya başlamıştır.